Çin Halk Cumhuriyeti’nin Hubei eyaletinin Wuhan şehrinde ortaya çıkan ve küresel bir kriz haline gelen COVID 19 bulaşıcı hastalığının, 11 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından pandemi ilan edilmesinin hukuk düzenimize yansıması; 25 Mart tarihinde kabul edilen 7226 sayılı kanunun geçici 1. maddesiyle olmuştur. İşbu madde ile yargı alanındaki hak kayıplarını önlemek amacıyla yargısal süreler durdurulmuş ve bu doğrultuda ikili bir ayrıma gidilmiştir;
• Anılı maddenin a bendi ile dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durdurulmuştur.
• Anılı maddenin b bendi ile 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durdurulmuştur.
7226 sayılı kanun geçici birinci maddesinin kapsamı dışında kalan, başka bir değişle işlemeye devam edecek süreler ise kanunun ikinci fıkrasında belirlenmiştir. İşbu süreler;
• Suç ve ceza, kabahat ve idari yaptırım ile disiplin hapsi ve tazyik hapsi için kanunlarda düzenlenen zamanaşımı süreleri,
• 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda düzenlenen koruma tedbirlerine ilişkin süreler,
• 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda düzenlenen ihtiyati tedbiri tamamlayan işlemlere ilişkin süreler.
Yine söz konusu geçici birinci maddede, durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan sürelerin, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün daha uzayacağı düzenlenmiştir.
Kanun koyucu, durma kapsamında kalan ve kalmayan hukuki süreleri bu şekilde belirledikten sonra, “salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı, durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir” demek sureti ile sürelerin uzatılması veya daraltılmasına ilişkin yetkiyi Cumhurbaşkanına vermiştir. Bu yetki, 30 Nisan 2020 tarihli Resmi Gazete yayınlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 2480 Sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile kullanılmıştır. Söz konusu karar ile 7226 sayılı kanunun geçici birinci maddesi kapsamında 30.04.2020 tarihine kadar (bu tarih dâhil) durdurulan hukuki süreler 15.06.2020 tarihine(bu tarih dâhil) kadar (salgın hastalığın yayılma tehlikesinin daha önce ortadan kalkması halinde yeniden değerlendirilmek üzere) uzatılmıştır.
Yukarıda anılan düzenlemelerin, İdari Yargılama Usulü Kanununda yer alan birel işlemlere karşı genel dava açma süresine etkisi ise şu şekilde gerçekleşmiştir;
İYUK madde 7 uyarınca dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış(60), vergi mahkemelerinde ise otuz(30) gündür. Bu süreler İYUK madde 8’de düzenlendiği üzere tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacaktır. Bu süre, doktrinde hak düşürücü süre olarak nitelendirilmekte ve 7226 sayılı kanun geçici birinci maddesinin a bendi kapsamında sayılan süreler arasında yer almaktadır. Dava açma süresini birel işlemler bakımından örneklendirerek inceleyecek olursak;
• Sağlık Bakanlığı bünyesinde görev yapan hemşirenin çalıştığı şehirden farklı bir şehre naklen atanma talebi, İl Sağlık Müdürlüğü tarafından 12.03.2020 tebliğ tarihli yazılı bildirim ile reddedilmesi halinde, 13/3/2020 tarihinden 15.06.2020 tarihine kadar dava açma süresi durduğundan dolayı 16.06.2020-14.08.2020 tarihleri arasında idari işlemin iptaline ilişkin dava açılabilecektir. Durma süresi içinde davanın açılmasında ise hukuki bir engel bulunmamaktadır.
• Pasaport tahdidinin kaldırılması talebinin İl Nüfus Ve Vatandaşlık Müdürlüğü tarafından 24.01.2020 tebliğ tarihli yazılı bildirim ile reddedilmesi halinde ise, 30.06.2020 tarihine kadar idari işlemin iptaline ilişkin dava açılabilecektir. Zira 7226 sayılı kanun geçici birinci maddesinde, durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan sürelerin, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün daha uzayacağını düzenlemiştir. 30 Nisan 2020 tarihli Resmi Gazete yayınlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 2480 Sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile de, 7226 sayılı kanunun geçici birinci maddesi kapsamında 30.04.2020 tarihine kadar (bu tarih dâhil) durdurulan hukuki süreler 15.06.2020 tarihine (bu tarih dâhil) kadar (salgın hastalığın yayılma tehlikesinin daha önce ortadan kalkması halinde yeniden değerlendirilmek üzere) uzatılmıştır.
Uygulamada idari kurumların kişilerin başvurularına karşı cevap vermediği sıklıkla görülmektedir. İdari Yargılama Usulü Kanununun 10. maddesi bu durumu “idari makamların sükûtu” başlığıyla düzenlemiştir. Anılı madde hükmüne göre ilgililer; haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara yaptıkları başvuruların altmış gün içinde cevaplanmaması halinde, konusuna göre Danıştay’a, idare ve vergi mahkemelerine altmış günün bittiği tarihten itibaren (zımni ret) İYUK madde 7’de belirtilen süreler içerisinde dava açabileceklerdir. Yine idari makamların sükûtu ile oluşan zımni ret durumunda dava açma süresini birel işlemler bakımından örneklendirecek olursak;
• Sosyal Güvenlik Kurumunun hatalı bir şekilde normal ölüm olarak belirlediği müteveffanın statüsünün şehit olarak değiştirilmesi talebiyle mirasçılar tarafından 15.01.2020 tarihinde idareye yapılan başvurunun altmış gün içinde cevaplanmaması ile oluşan 15.03.2020 tarihli zımni ret işlemine karşı 16.06.2020-14.08.2020 tarihleri arasında dava açılabilecektir. Bu örneğimizde dikkat edileceği üzere, zımni ret tarihi ile başlayan dava açma süresi ve bu sürenin bitiş tarihinin durma süresi içinde kalması sebebiyle süre hiç işlememiştir. Bu doğrultuda durma süresinin bittiği tarih olan 15.06.2020 tarihinden itibaren altmış gün içinde idare mahkemesinde birel işlemin iptaline yönelik dava açılabilecektir.
Sonuç olarak, COVID 19 bulaşıcı hastalığının 11 Mart 2020 tarihinde pandemi ilan edilmesinin hukukumuza en önemli etkilerinden biri hiç şüphesiz 7226 sayılı kanunun geçici birinci maddesi olmuştur. Söz konusu kanun maddesi ile belirlenen durma süreleri, 30 Nisan 2020 tarihli Resmi Gazete yayınlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 2480 Sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile 15.06.2020 tarihine kadar uzatılmıştır. Yıllar sonra Bölge İdare Mahkemelerinin veya Danıştayın bu süreç içerisinde açılmış dava dosyalarında ki süre bakımından yapacakları incelemelerin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ile birlikte 7226 sayılı kanunun geçici birinci maddesi ve 2480 Sayılı Cumhurbaşkanı kararını da kapsayacağı kuşkusuzdur.
Av. Emre TEREKLİ