Mayıs 2021

Anayasa Mahkemesi, 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 13. ve 14. Maddelerinin Anayasaya aykırı olması sebebiyle iptaline karar verdi

Anayasa Mahkemesi, 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 13. ve 14. Maddelerinin Anayasaya Aykırı Olması Sebebiyle İptaline Karar Verdi

1. 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 14. Maddesinin İptali

Anayasa Mahkemesi 04.02.2021 tarihli 2019/89 Esas sayılı kararında,  30/5/2019 tarihli ve 7176 sayılı Bazı Kanunlar ile 635 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 21. maddesiyle 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na eklenen geçici 14. Maddenin Birinci cümlesinde yer alan “…mahkeme kararları kesinleşmedikçe icraya konulamaz. İbaresi ile ikinci cümlesinin iptaline karar vermiştir.

İlgili hükmün anayasaya aykırılık sorunu Anayasa’nın 35. Maddesinin” Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir” hükmü kapsamında mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilmiş olup bu hakkın yine Anayasa’nın 46. Maddesinin  “Devlet ve kamu tüzelkişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir” hükmü gereğince kamulaştırma ile ölçülü olarak kısıtlanabileceğinin özel olarak düzenlendiğinin altı çizilmiştir. Ancak mahkeme Anayasa’nın 36. maddesine karşı aykırılık ile mülkiyet hakkının de ihlal edildiğini belirtmektedir.

İptal konusu edilen hükmün Anayasa’nın 36. Maddesinin Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” hükmüne aykırılık oluşturduğu iddiası, mahkeme tarafından haklı bulunmuştur. Mahkemeye göre “2942 sayılı Kanun’un geçici 14. maddesinin dava ve itiraz konusu kuralları, kamulaştırmasız el atmalardan dolayı kişiler tarafından açılmış bedele ve tazminata ilişkin davalarda verilen mahkeme kararlarının kesinleşmedikçe icraya konulamamasını ve başlatılan ve hâlen devam etmekte olan icra süreçlerine müdahale ederek bu süreçlerin kesinleşmiş mahkeme kararları ibraz edilinceye kadar durmasını öngörmektedir. Bu itibarla kurallar, kesinleşmemiş mahkeme kararlarına ilişkin icra takibinin başlamasına engel olma ve başlamış olan icra takiplerinin durmasına neden olmak suretiyle Anayasa’da öngörülen usule aykırı biçimde mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin telafi edilebilmesi amacıyla malik lehine hükmedilen bedel veya tazminata kavuşmanın gecikmesine neden olmaktadır. Açıklanan nedenlerle kurallar mülkiyet ve adil yargılanma hakkını sınırlamaktadır.”

Mahkeme söz konusu düzenleme ile, ulaşılmak istenen amaç ile ihlal edilen değerlerin orantılı olmadığı kanaatine vardığından Anayasa’nın sınırlamalara ilişkin 13. maddesini de ihlal ettiği görüşündedir.

Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi açıklanan nedenlerle, ilgili kuralı Anayasa’nın 13., 35., 36. ve 46. maddelerine aykırı görerek iptal kararı vermiştir.

2. 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 13. Maddesinin İptali

Anayasa Mahkemesi 03.03.2021 tarihli 2018/99 Esas sayılı kararında, 21/3/2018 tarihli ve 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 28. maddesiyle 2942 sayılı Kanun’a eklenen geçici 13. maddenin de iptaline karar vermiştir.

“Bu Kanunun 12 nci maddesinin altıncı fıkrası hükümleri, görülmekte olan davalarda da uygulanır ve dava, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilerek, dava açanların dosyalarının mahkeme tarafından ilgili valilik komisyonuna gönderilmesine karar verilir. Reddedilen davalarda yargılama gideri kamu üzerine bırakılır ve davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.”  Şeklinde maddenin incelemesinde mahkeme maddenin atıf yapmış olduğu aynı Kanun’un 12. Maddesini de incelemeye konu etmiştir. İlgili maddenin, 7103 sayılı Kanun’la değiştirilmeden önceki hâlinin uygulamasına ilişkin usul ve esaslar ise 6/8/1985 tarihli ve 18834 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Baraj İnşaatı için Yapılan Kamulaştırmalarda Kamulaştırma Sahasına Mücavir Taşınmaz Malların Kamulaştırılması Hakkında Yönetmelik’te düzenlenmiş “…baraj inşası için yapılan kamulaştırma sonunda kamulaştırma sahasına mücavir taşınmaz malları; çevrenin sosyal, ekonomik veya yerleşim düzenini bozup bozmadığı, ekonomik ve sosyal yönden faydalanılmasının mümkün olup olmadığı yönlerinden değerlendirir ve bu alanların kamulaştırılmasına veya kamulaştırılmasına lüzum olmadığına 30 gün içerisinde karar verir.” şeklinde belirlenen usul takip edilmeksizin açılan davalarda anılan komisyona başvuru yapılması bir gereklilik olarak görülmekte, başvuru şartı sağlanmadığı hâlde ilk derece mahkemelerince verilen hükümler temyiz aşamasında eksik inceleme gerekçesiyle bozulduğunu, Kanun’un 12. Maddesi ile bu usulün kanunlaştırıldığını açıklamıştır. Dava ve itiraz konusu kuralda, 2942 sayılı Kanun’un 12. maddesinin altıncı fıkrası hükümlerinin görülmekte olan davalarda da uygulanacağı, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedileceği, dava dosyalarının mahkeme tarafından ilgili valilik komisyonuna gönderilmesine karar verileceği, reddedilen davalarda yargılama giderinin kamu üzerinde bırakılacağı ve davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmeyeceği düzenlenmektedir.

Mahkeme incelemesinde ilk iptal kararına benzer olarak mülkiyet hakkı ve adil yargılanma hakkı kapsamında incelemiştir. Mahkeme, kanunlaştırılan iptal konusu usulün, mahkemeye erişim hakkı kapsamında ihlal oluşturduğu kanaatindedir. Mahkemeye göre, “Dava ve itiraz konusu kural baraj inşası için yapılan kamulaştırmalar sonunda kamulaştırma sahasına mücavir olması nedeniyle taşınmazlarını kullanma ve taşınmazlarından yararlanma imkânları kısıtlanan taşınmaz mal sahiplerinin bu kapsamda dava açabilmeleri için öncelikle valilik komisyonlarına başvurması gerektiğine ilişkin hükmün görülmekte olan davalarda da uygulanmasını, bu davaların dava şartının yokluğu nedeniyle usulden reddedilerek dosyaların mahkeme tarafından ilgili valilik komisyonuna gönderilmesine karar verilmesini düzenlemek suretiyle mülkiyet hakkı ile hak arama özgürlüğünü sınırlamaktadır.”

İhlalin hukuka uygun olabilmesi açısından Anayasa’nın 13. Maddesine uygunluk denetiminde ise mahkeme, dava devam ederken 6100 sayılı Kanun’un 313. ila 315. madde hükümlerine göre davalı idarenin davayı sulh ile bitirme imkânının bulunması,  kanunla kurulan komisyonun karar alması ve aldığı bu kararla davacı maliki sulhe davet etmesinin önünde herhangi bir engel bulunmaması,  kuralın görülmekte olan davalara uygulanmasının, kesin nitelik kazanmış hukuksal durumlara etkili olması sonucunu doğurmamakla birlikte malikin mülkü üzerindeki mülkiyet hakkının kapsamındaki yetkilerini kullanamamasından kaynaklanan uyuşmazlıkların uzamasına neden olacağı gibi sebeplerle yukarıda anılan  haklara orantısız, dolayısıyla ölçüsüz bir sınırlama getirdiği sonucuna ulaşmıştır.

Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi yukarıda açıklanan nedenlerle ilgili maddenin Anayasa’nın 13., 35. ve 36. maddelerine aykırı olduğuna kanaat getirerek iptaline karar vermiştir.