Kişisel Verileri Koruma Kurumu Tarafından 02.11.2021 Tarihli ve 2021-1111 Sayılı Karar Yayımlandı
Kişisel Verileri Koruma Kurumu Tarafından 02.11.2021 Tarihli ve 2021/1111 Sayılı Karar Yayımlandı
İlgili kişinin şikâyetinde özetle;
- Veri sorumlusunun vekillik görevi üstlendiği işçilik alacakları davası kapsamında ilgili kişinin davalı tanığı olarak bilgisine başvurulduğu,
- Daha sonra veri sorumlusunca mahkemeye sunulan beyan dilekçesinde ilgili kişi ile ilgili olarak “Ayrıca … Tanık… Hakkında daha önceden çok sayıda memur olmayan kişinin resmî belgede sahteciliği suçundan dolayı ceza davaları açılmıştır. Bu davalarda son olarak ….. Ceza Mahkemesinde… Dosyada almış olduğu mahkûmiyet hükmü kesinleşmiştir.” ifadelerine yer verilmek suretiyle ceza mahkûmiyeti bilgisinin paylaşıldığı ve mahkemeden ilgili kişinin tanıklığına itibar edilmemesinin talep edildiği,
- İlgili kişinin özel nitelikte kişisel verisi olan adli sicil kaydına ilişkin bilgilerin, veri sorumlusu tarafından hukuka aykırı olarak ele geçirildiği ve ilgili kişinin onayı ve bilgisi olmadan mahkeme dosyasına sunulduğu,
- Veri sorumlusunca dosyaya sunulan ilgili kişiye ait adli sicil kaydı bilgilerinin dosyanın esasıyla ilgisinin bulunmadığı, bu bilgilerin dosyanın esası bakımından bir faydasının da bulunmadığı, zira ilgili kişinin dosyada sadece tanıklık yaptığı,
- Veri sorumluları tarafından kullanılan üçüncü kişilere ait kişisel verilerin amaçla bağlantılı ve ölçülü olması gerektiği, ancak ilgili kişiye ait özel nitelikli kişisel verilerin veri sorumlusunca kullanımının amaçla bağlantılı ve ölçülü olmadığı,
Hususları bildirilmiş olup; ilgili kişinin özel nitelikli kişisel verilerinin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi, bu verilerin ilgili kişinin onay ve rızası dışında beyan dilekçesinde mahkemeye sunulması suretiyle üçüncü kişilerle paylaşılması ve ilgili kişinin bu durumdan dolayı maddi ve manevi olarak yıpranması sebepleriyle veri sorumlusu hakkında 6698 sayılı Kanun uyarınca idari yaptırım uygulanması talep edilmiştir.
Konuya ilişkin yürütülen inceleme neticesinde, Kişisel Verileri Koruma Kurulunun (Kurul) 02/11/2021 tarihli ve 2021/1111 sayılı kararı ile
- 6698 sayılı Kanun’un “Kişisel Verilerin İşlenme Şartları” başlıklı 5’inci maddesinin (1) numaralı fıkrasında; kişisel verilerin ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenemeyeceği, (2) numaralı fıkrasında ise; kanunlarda açıkça öngörülmesi, fiili imkansızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan veya rızasına hukuki geçerlilik tanınmayan kişinin kendisinin ya da bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması, bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması, veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması, ilgili kişinin kendisi tarafından alenileştirilmiş olması, bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması ve ilgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla veri sorumlusunun meşru menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması şartlarından birinin varlığı halinde, ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın kişisel verilerinin işlenmesinin mümkün olduğunun hükme bağlandığı,
- 6698 sayılı Kanun’un özel nitelikli kişisel verilerin işlenme şartlarının düzenlendiği 6’ncı maddesinin (1) numaralı fıkrasında; özel nitelikli kişisel verilerin tanımlandığı, (2) numaralı fıkrasında; özel nitelikli kişisel verilerin ilgilinin açık rızası olmaksızın işlenmesinin yasak olduğunun hüküm altına alındığı, (3) numaralı fıkrasında; özel nitelikli kişisel verilerin ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenebileceği durumların sayıldığı, (4) numaralı fıkrasında ise; özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesinde Kurul tarafından belirlenen yeterli önlemlerin ayrıca alınmasının şart olduğunun ifade edildiği,
- 6698 sayılı Kanun’un ilgili hükümleri dikkate alındığında; ilgili kişinin adli sicil kaydı bilgilerinin veri sorumlusu tarafından tamamen veya kısmen otomatik olan ya da herhangi bir veri kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan yollarla elde edilmesi, depolanması, kullanılması, aktarılması vb. fiillere konu edilmesinin “özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesi faaliyeti” olarak niteleneceği ve bu tarz faaliyetlerin hem 6698 sayılı Kanun’un 6’ncı maddesindeki hukuki sebeplerden birine dayanılarak ve Kurul tarafından belirlenen yeterli önlemler alınarak hem de 6698 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesindeki genel ilkelere uygun olarak yürütülmesi gerektiği konusunda herhangi bir şüphenin bulunmadığı,
- Bu kapsamda, somut olayda ilgili kişinin adli sicil kaydı bilgilerinin veri sorumlusunca elde edilmesinin 6698 sayılı Kanun’un 6’ncı maddesindeki hukuki sebeplerden birine dayanıp dayanmadığının öncelikle ele alınması gerektiği, zira ilgili kişinin adli sicil kaydı verilerinin veri sorumlusunca 6698 sayılı Kanun’un 6’ncı maddesindeki hukuki sebeplerden birine dayanılmadan elde edilmiş (ve sonrasında da kullanılmış/verilmiş) olması durumunda söz konusu fiillerin hukuka aykırı nitelikte birer veri işleme faaliyeti teşkil edeceği,
- Dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden; ilgili kişinin adli sicil verilerinin işlenebilmesi için veri sorumlusuna vermiş olduğu bir açık rızanın bulunmadığının görüldüğü, veri sorumlusunun “ilgili kişinin adli sicil kaydı bilgilerinin Avukatlık Kanunu’na uygun olarak adliyeden temin edildiği, taraflarınca yapılan iş ve işlemlerde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı” yönündeki savunmasından ise ilgili kişi hakkında yürütülen kişisel veri işleme faaliyetinde 6698 sayılı Kanun’un 6’ncı maddesinin (3) numaralı fıkrasında düzenlenen; “Birinci fıkrada sayılan sağlık ve cinsel hayat dışındaki kişisel veriler, kanunlarda öngörülen hallerde ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.” düzenlemesine dayanıldığının anlaşıldığı, bu yüzden de veri sorumlusunun savunmasında zikrettiği Avukatlık Kanunu’nun 2’nci maddesi hükmünün 6698 sayılı Kanun’un 6’ncı maddesinin (3) numaralı fıkrasında geçen “kanunlarda öngörülen hallerin’’ kapsamına girip girmediğinin açıklığa kavuşturulması gerektiği,
- Avukatlık Kanunu’nun 2’nci maddesinde; “Avukatlığın amacı; hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır. (…) Yargı organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıflar avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır. Kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu kurumlar avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlüdür. Bu belgelerden örnek alınması vekaletname ibrazına bağlıdır. (…)” ifadelerinin yer aldığı,
- 5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu'nun (“Adlî Sicil Kanunu”) “Adlî sicil bilgileri verilebilecek olanlar” başlıklı 7'nci maddesinde ise; “(1) Adlî sicil bilgileri, kullanılış amacı belirtilmek suretiyle; a) İlgili kişiye veya vekâletnamede açıkça belirtilmek koşuluyla vekiline, b) Kamu kurum ve kuruluşlarına, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, verilebilir. (2) Yabancı devletler tarafından istenilen adlî sicil bilgileri mütekabiliyet esasına göre verilir.” düzenlemesinin mevcut olduğu, ayrıca Adlî Sicil Kanunu’nun 15’inci maddesine dayanılarak çıkarılan Adlî Sicil Yönetmeliği’nin “Adlî sicil bilgileri verilebilecek olanlar” başlıklı 9’uncu maddesinde de; “Adlî sicil bilgileri, kullanılış amacı ve verileceği merci belirtilmek suretiyle; ilgili kişiye veya vekâletnamede açıkça belirtilmek koşuluyla vekiline, kamu kurum ve kuruluşlarına, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına verilebilir. Taleplerin yazılı olarak yapılması sırasında, adlî sicil bilgisinin niçin istendiğinin belirtilmesi ve nüfus kimlik bilgilerini içeren belgenin dilekçeye eklenmesi; kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarınca da kimlik bilgilerinin tereddüde yer vermeyecek şekilde bildirilmesi zorunludur. (…)” denildiği,
- Mezkûr mevzuat hükümlerinin lafızlarına istinaden, Avukatlık Kanunu’nun 2’nci maddesinde yer alan düzenlemenin Adlî Sicil Kanunu’nun 7’nci maddesinde mevcut olan “özel hüküm” karşısında bir “genel hüküm” niteliği taşıdığının açık olduğu ve avukatlara ilgili kişilerin adli sicil kaydı bilgilerine resen erişim yetkisi vermediği, dolayısıyla ilgili kişiye ait adli sicil bilgilerinin veri sorumlusu tarafından hukuka aykırı olarak elde edildiği, bu sebeple de veri sorumlusu tarafından ilgili kişi hakkında yürütülen kişisel veri işleme faaliyetinin hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşıldığı,
Değerlendirmelerinden hareketle;
- Mevcut tüm bilgi ve belgeler itibarıyla; ilgili kişinin adli sicil bilgisi kişisel verisinin işlenmesi faaliyetinde veri sorumlusu tarafından 6698 sayılı Kanun’un 6’ncı maddesinde düzenlenen hukuki sebeplerden herhangi birine dayanılmadığı, bu hususun ise veri güvenliğine ilişkin yükümlülüklerin düzenlendiği 6698 sayılı Kanun’un 12’nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde yer alan “Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini önlemek amacıyla uygun güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik gerekli her türlü teknik ve idari tedbirleri almak zorundadır.” hükmüne aykırılık teşkil ettiği dikkate alındığında 6698 sayılı Kanun’un 18’inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine istinaden veri sorumlusu hakkında 75.000 TL idari para cezası uygulanmasına,
- Veri sorumlusu tarafından ilgili kişi hakkında başlangıçtan itibaren hukuka aykırı nitelikte kişisel veri işleme faaliyetinde bulunulduğu kanaatine ulaşıldığından, ilgili kişinin veri sorumlusu nezdinde tutulan ve hukuka aykırı işleme amacıyla bağlantılı kişisel verilerinin 6698 sayılı Kanun’un 7’nci maddesi ile Kişisel Verilerin Silinmesi, Yok Edilmesi veya Anonim Hale Getirilmesi Hakkında Yönetmelik uyarınca imha edilmesi ve sonucundan Kurula bilgi verilmesi hususunda veri sorumlusunun talimatlandırılmasına,
- Söz konusu verinin paylaşılmasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri kapsamında suç unsuru barındırabileceği dikkate alındığında, bu hususta işlem tesis edilmesini teminen Cumhuriyet Başsavcılığına başvurulabileceği hususunda ilgili kişiye bilgi verilmesine karar verilmiştir.
Sonuç olarak; Kurum, kişinin ceza mahkûmiyet bilgilerinin hukuka aykırı olarak avukat olan veri sorumlusu tarafından elde edilmesine ve mahkeme dosyasına sunulmasına ilişkin şikayeti değerlendirmiş ve ilgili kişilerin adli sicil bilgilerine vekillerin resen erişme yetkisinin bulunmadığı, ilgili kişinin adli sicil bilgilerinin veri sorumlusu tarafından hukuka aykırı olarak elde edildiği ve veri sorumlusu tarafından gerçekleştirilen kişisel veri işleme faaliyetinin gerçekleştirildiği hukuka aykırı olduğu sonucuna varmıştır.
İlgili kişinin özel nitelikli kişisel veri niteliğindeki sabıka kaydı bilgilerinin öncelikle hukuka aykırı olarak elde edilmiş olması veri sorumlusunun tüm kişisel veri işleme faaliyetlerini baştan hukuka aykırı hale getirmektedir. Buna bağlı olarak veri sorumlusu olan avukata 75 bin TL tutarında idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir.